Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’ndan tarihi çağrı;
BASININ SORUNLARINIBİRLİKTE ÇÖZELİM…
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, bu ay TBMM gündemine gelecek olan “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak, başta dezenformasyon olmak üzere basının sorunlarının çözümü için ortak çalışma yapılmasını istedi.
Türkiye genelinde kurulu 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Meslek Örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin gazeteciyi temsil eden Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak Milletvekillerine, yasa teklifini değiştirerek kabul etmeleri, en kısa zamanda da “Basın Meslek Yasası” hazırlanması çağrısında bulunan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
“Yerel gazeteler Türkiye’nin sağduyusudur, demokrasinin, özgür ve tarafsız haberciliğin teminatıdır. Mesleğimizin ve ülkemizin gerçekten ihtiyaç duyduğu dijital mecralara ilişkin düzenleme yapılarken, ülkemizin sağduyusu olan yerel gazetelere darbe vurulmamalıdır.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu ile Adalet Komisyonu’nda görüşülen 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” bu ay Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelecek ve görüşülmeye başlanacak.
Türkiye’de basılı, görsel, işitsel ve elektronik habercilik genel bir mesleki düzenlemeye ihtiyaç duymaktadır. Kanun Teklifi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak defalarca dile getirdiğimiz mesleki sorunların bir bölümüne çözüm getirmektedir.
Yasa teklifi ile birlikte internet mecrasında görev yapan meslektaşlarımız özlük haklarına kavuşacaktır. Yazılı basında çalışan meslektaşlarımız gibi Basın Kartı alma hakkına kavuşacak, emeklilikte yıpranma hakkında yararlanacaklardır.
Yasa teklifi sayesinde internet mecrasında faaliyet gösteren basın kuruluşları da hak ettikleri şekilde desteklenecek, ekonomik anlamda can suyu sağlanacaktır.
Bu gerekli düzenlemeler yapılırken, yerel gazetelerin payından kesinti yapılmamalı, teklifin ilgili maddeleri “yerel gazetelere, yani sağduyuya darbe vurulmadan” internet haber sitelerinin desteklenmesi şeklinde düzenlenmelidir.
Şöyle ki; Kanun teklifinde yer alan 25. maddedeki “gazete veya internet haber sitesi” bölümünün, “gazete ve internet haber sitesi” olarak değiştirilmesini öneriyoruz. Ayrıca, “Toplam muhammen bedeli beş yüz bin Türk Lirasının altında” ibaresinin, “Toplam muhammen bedeli elli bin Türk Lirasının altında" şeklinde değiştirilmesi, daha hakkaniyetli olacaktır. 27. maddedeki talebimiz ise, “gazetelerin en az ikisinde ve internet haber sitesinde” olarak düzenlenmesidir.
Bu düzenleme ile internet mecrasında görev yapan meslektaşlarımız “basın sektörü çalışanı, fikir işçisi” sayılacaklardır.
Günümüzde, basın sektöründe fikir işçisi olarak çalışan meslektaşlarımızın yıpranma hakkından yararlanabilmesi için, Basın Kartı şartı vardır. Bu şartın kaldırılarak 5953 sayılı yasaya tabi olmalarının yeterli sayılmasını öneriyoruz. 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un ilgili maddesi, “Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir” diyor. Bu tarif kapsamında görev yapan meslektaşlarımızın yıpranma hakkından yararlanmasını, meslektaşlarımız adına talep ediyoruz.
Yasa teklifi ile, biz gazetecilerin kimlik kartı niteliğinde Basın Kartı’nın verildiği komisyona ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
Teklifin 14. Maddesine göre Basın Kartları Komisyonu’nun 9 üyesinden 5’i İletişim Başkanlığınca atanmaktadır. Teklifin genişletilmesi ve Komisyonun geniş katılımlı olarak meslek örgütlerinin temsilcilerinden oluşmasını öneriyoruz.
Dezenformasyon; dünyanın ortak, önemli ve acil sorunlarından biridir. Dezenformasyon sadece iktidarların değil, iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkemizin sorunudur. Mutlaka mücadele edilmelidir.
Bu soruna yasal düzenleme ile çözüm aranmasını destekliyoruz. Bu amaçla medya okuryazarlığının geliştirilmesini ve bu anlamda dezenformasyonu teşvik edecek, cazip kılacak uygulamaların önlenmesini, gözetim ve denetim mekanizmalarının kurulmasını gerekli buluyoruz.
Konu ile ilgili cezalandırmanın da, yoruma açık olmayan, somut olmayan gerekçelerle değil, Anayasa’ya ters düşülmeden düzenlenmesi gerekmektedir.
Meslektaşlarımızı zor durumda bırakma ihtimali olan; “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı yeni bir suç oluşturulması, bizleri endişelendirmektedir. Yoruma açık olan bu düzenleme, somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezalandırılmalarının yolunu açabilecektir. Meslektaşlarımızın haber kaynağını açıklamak zorunda kalmamalarına yönelik değişiklik yapılması ise sevindiricidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda 29. maddenin üzerinde daha detaylı çalışılması gerektiğini düşünüyoruz. Basının sansürlenerek değil, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz.
Sektörde en önemli sorunumuz Gazetecilik Meslek Yasası olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmektedir.
Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir ve habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" acilen çıkarılmalıdır.
TBMM gündemine yarın gelecek olan “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi”nin, gazetecilik meslek yasasını da kapsayacak şekilde genişletilmesini istiyoruz.
Yasa teklifi ile, yıllardır dile getirdiğimiz sorunlarımız ve çözüm önerileriz Türkiye gündemine gelmiştir.
Çağrımız önerdiğimiz değişikliklerin yapılması, ardından da; siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin, hukukçuların, sendika ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalıştaylar organize edilerek, tüm sorunlara çözüm getirecek olan Gazetecilik Meslek Yasası’nın ve diğer düzenlemelerin ülkemize kazandırılmasıdır.
İktidar ve muhalefetin uzlaşmasıyla TBMM gündemine getirilecek olan böyle bir düzenleme, demokrasimizin gelişmesi ve mesleğimizin eski saygınlığını kazanması açısından büyük önem taşımaktadır.
Liyakata bakılmaksızın atamayla geldikleri görevleri hazmedemeyen, basının sorunlarından ve çözüm önerilerinden habersiz olarak çeşitli platformlarda ahkam kesen, 'kerameti kendinden menkul kifayetsiz muhterisler' bilmelidir ki; TGK Yönetiminin ve TGK'yı oluşturan basın meslek kuruluşlarının başkanlarının herhangi bir gizli ajandası veya iktidar kaygısı yoktur.
Türkiye genelinde kurulu 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Meslek Örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin gazetecinin temsilcisi olarak herkese açık ajandamızdaki tek madde, basın özgürlüğüdür, yerel basın kuruluşlarının ve çalışanlarının verdiği “hayatta kalabilme mücadelesine” katkıda bulunmaktır.
Yerel gazete sahiplerinin, çalışanlarının maaşını ödeyemedikleri için yaşadıkları kabusu bilmeyen, aldıkları garanti maaşlarıyla yerel gazetelerin üzerinde denetim baskısı kurarak aba altından sopa gösterenler, unutmasınlar ki o koltuklarda kalıcı değil, gidicilerdir. Kalıcı olan yerel basın kuruluşları ve çalışanlarıdır.
Yaşadığımız bu günlerin basın tarihine kara bir leke olarak yazılacak olmasının tek sorumlusu, iletişim/medya sektöründe yeterli eğitimi ve bilgi birikimi olmadan sektörümüz el uzatanlardır.
Kamuoyunun bilgisine sunulur. Saygılarımızla.”
Haber Merkezi